Randevu ve bilgilendirme için, haftanın her günü 09:00 - 22:00 saatleri arasında (+90312) 219 2233 numaralı sabit hattan bizi arayabilirsiniz.
Son yıllarda gebe hastalarımızın, gebelik döneminde rutin gebelik şekeri taraması için yaptığımız yükleme testi ile ilgili ciddi kaygıları olduğunu gördüğüm için, bu konuda detaylı bilgi paylaşmak istedim.
Bu konuda hastaların korkularının büyük ölçüde medyada yer alan ve bilimsel gerçeklere dayanmayan yayınlardan kaynaklandığını gözlemliyorum. Hatta maalesef bazı meslektaşlarımız bu korkuyu körükleyecek beyanlarda bulundular.
Her ne kadar bu beyanlar sonrası Tabip Odası tarafından uyarı ve ceza almış olmalarına ve tüm bilimsel dernekler ağız birliği içerisinde (Türk Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği, Türk Jinekoloji ve Obstetri Derneği, Türkiye Maternal Fetal Tıp ve Perinatoloji Derneği, Türk Perinatoloji Derneği) ayrıca Sağlık Bakanlığı, şeker yükleme testinin gebelikte güvenli olduğuna ve yapılması gerektiğine dair beyanlar yayınlamalarına rağmen, bu doğru bilgiler, yanlış bilgiler kadar medyada sansasyonel olmadı ve halk arasında yeterince duyurulamadı.
Aşağıda bu sorulara yanıt vermeye çalışacağım.
Gebelik şekeri aslında hamilelik sırasında gelişen geçici bir şeker yükselmesi durumu ve çoğu hastada doğum sonrasında düzeliyor. Gebelik şekeri gebeliğin herhangi bir döneminde oluşabilir. Ancak en çok ikinci ve üçüncü trimesterde ortaya çıkmaktadır.
Gebelik şekeri hem anne hem de bebeğin sağlığı için ciddi riskler doğurur ancak erken yakalanıp tedavi edildiği takdirde, riskler azaltılabilir.
Peki gebelik şekeri belirti vermez mi? Bu hastalık genellikle hiç belirti vermediği için ancak özel testlerle yakalanabilir. Nadiren aşırı susama,sık idrara çıkma, ağız kuruluğu, yorgunluk gibi zaten normalde de gebelerde görülebilen belirtileri olabilir.
Bebek normalden iri olabilir. Bu durum da zor ve travmatik bir doğum ve sezeryanla doğum olasılığını artırır. Zor doğum bağlı bebekte çeşitli sakatlanmalar ve annede yaralanmalar oluşabilir.
Amnion sıvısı çok fazla olabilir ve bu durum da erken doğum olasılığını artırır. Ayrıca şeker hastalığının kendisi de erken doğum olasılığını artırır.
Gebelik şekeri bulunan hastalarda, gebelikte tansiyon yüksekliği ile seyreden preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) riski artar. Anne karnında bebek ölümü riski artar. Yenidoğan bebekte kan şekeri düşüklüğü ve sarılık riski artar.
Bu nedenle gebelik şekeri için risk grubunda bulunan tüm hastalarda, hastalığın tanısını koyabilmek için planlanan zamanda şeker yükleme testini yapmak gerekir.
Hastalarımızın çoğu risk grubunda olmadığını düşünüyor. Her ne kadar gebelik şekeri risk faktörleri:
Özellikle Orta Doğu, Asya ve Siyahi ırka mensup bireylerde gebelik şekeri riski yüksektir. Irk olarak risk altında bulunmamız sebebiyle ülkemizdeki tüm gebelere testin önerilmesi doğru bir yaklaşımdır.
Bu nedenle tüm gebe hastalarımıza 24-28 haftalara arasında şeker yükleme testi yapılmasını öneriyoruz. Ayrıca eğer hasta yukarıda bahsedilen risk faktörlerine sahipse, tanıda geç kalmamak için şeker yükleme testinin gebeliğin ilk haftalarında yapılması önerilir. Eğer test normal gelirse risk grubundaki hastalarda, şeker yükleme testi 24-28 hafta arasında tekrarlanmalıdır.
Hastaların aç karna test için laboratuvara gelmesi gerekir.Hasta gece 12’den sonra bir şey yiyip içmeden gelmelidir. Test 2 saat sürer. Şekerli su içirildikten sonra belirli aralıklarla hastadan kan alınır. Bu arada hastanın test boyunca oturarak dinlenmesi gerekir ve test bitene kadar bir şey yiyip içemez.
Tedavide amaçlanan kan şekerini gebelik boyunca iyi kontrol edebilmektir. Çoğu hastada hedeflenen kan şekeri kontrolü diyete güzel uyum sağlamak ve düzenli egzersiz yapmakla mümkün olabilir. Ancak bu yeterli olmazsa ve kan şekerleri takipte yüksek seyrederse şeker ilacı ya da insülin tedavisine başlamak gerekebilir.
Gebelik takibi bir riskli gebelik uzmanı tarafından yapılmalı ve oluşabilecek potansiyel sorunlar erken yakalanarak önlem alınmalıdır. Eğer bir sorun tesbit edilirse doğumun erken planlanması gerekebilir.
Yukarıda bahsedilen anne ve bebekle ilgili riskler, eğer kan şekeri kontrol altında tutulamazsa artar. Kısaca özetlersek:
Bu nedenle hastalarda yakın kan şekeri takibi önemlidir. Bu amaçla hastanın kendi kan şekerini ölçebileceği cihazlar bulunmaktadır. Bunlarla açlık ve tokluk saatlerinde günde bazen 6-8 defa kan şekeri ölçümü yapılması gerekebilir. Eğer bu değerler hedeflenenden yüksek gidiyorsa, hastanın diyete uyumunuve egzersizini artırması önerilir ayrıca insülin dozları artırılabilir.
Yukarıdaki risklere ek olarak annede doğum sonrası düzelmeyen tip 2 diabet kalıcı olabilir. Ayrıca gelecekteki gebeliklerinde gebelik şekeri görülmesi olasılığı artar. Bebeğin ileri hayatında şeker hastası olması ve obezite riski artar.
Tüm bu sebeplerle hastaların hiç çekinmeden, gerek anne gerek bebek için hiçbir zararı bulunmayan bu basit testi doktorları tarafından önerildiği şekilde yaptırmaları çok önemlidir.