Randevu ve bilgilendirme için, haftanın her günü 09:00 - 22:00 saatleri arasında (+90312) 219 2233 numaralı sabit hattan bizi arayabilirsiniz.
Doğumu yaklaşan kadınlarında aklında genellikle şu sorular geliyor. Normal doğumun yaklaştığı nasıl anlaşılır?, Doğum belirtileri kaç gün önceden başlar?, Doğum belirtileri kaçıncı haftada başlar?. Doğum ve doğum belirtileri hakkında içeriğimizi okumaya devam edebilirsiniz.
Normalde 37. haftadan sonra gerçekleşen doğumlar term (zamanında) doğum olarak adlandırılırken, 37. gebelik haftası öncesi gerçekleşen doğumlar preterm (erken) doğum olarak kabul edilir. Doğumların yaklaşık % 10’u 37. gebelik haftasından önce gerçekleşir.
Pratikte 34. gebelik haftası ve sonrasında gerçekleşen doğumlarda bebeklerin büyük kısmının akciğerleri gelişmiş olduğu için, herhangi bir solunum desteğine ihtiyaç duymadan hayatta kalabilirler.
Bazı doğum belirtileri, doğumdan aylar önce başlarken, bazıları doğumdan saatler önce başlar. Örneğin bebeğin aşağı inmesi genellikle ilk doğumlarda doğumdan 2-4 hafta önce gerçekleşebilir. Ancak sonraki doğumlarda ise, bebeğin inmesi doğumdan başladıktan sonra gerçekleşir.
En belirgin doğum belirtileri şunlardır;
Aşağıdaki belirtiler doğum başlamadan aylar ya da saatler önce görülebilir:
Yukarıda bahsedilen doğum belirtilerinin 37. haftadan önce başlamasına erken doğum adı verilir. Yani 37. gebelik haftasından önce:
Gerçek doğum sancıları gitgide sıklaşır, şiddetlenir ve kasılma süreleri uzar. En sonunda 30-70 saniye kadar uzun sürebilirler. Pozisyonla ya da dinlenmekle azalmaz. Mutlaka ilerler.
Yalancı doğum sancıları (braxton hicks kasılmaları) ise bir süre dinlenme ya da pozisyonla azalır, hatta tamamen durabilir
Doğumun başladığı güçlü, düzenli ve sık gelen kasılmalar ya da suların gelmesi ile anlaşılabilir.
Doğum başladığından şüphe ediyorsanız en doğru olan doktorunuzla iletişime geçmektir. Ancak genellikle hastaneye yatırmak için kasılmaların 3-4 dakikada bir güçlü ve düzenli aralıklarla gelmesini bekliyoruz. Ancak hiç kasılma olmasa bile suların gelmiş olması durumunda hastaneye yatırarak anne ve bebeği takip etmeyi tercih ediyoruz.
Taze kırmızı bir kanam varsa, mutlaka hastaların doktoruna haber vermesi önerilir. Şiddetli başağrısı, ani artan ödem, bulanık görme gibi belirtiler varlığında, preeklampsi olasılığı nedeniyle doktorunuza acilen haber vermeniz önemlidir.
Doğum sancısı genellikle belden aşağı doğru, basınç da içeren bir ağrıdır. Herkesin ağrı eşiği yapısal olarak farklılık gösterdiği için kimi hastalar latent dönem adı verilen doğumun erken döneminde hiç ağrı hissetmezken, kimi hastalar ise bu dönemde bile sancıları çok şiddetli hissedebilir.
Hasta elini göbek deliğinin hemen üst kısmında fundusa koyduğu zaman, sancıyla eş zamanlı, rahimdeki kasılmayı ve gevşemeyi, 15-20 saniye süren sertleşme ve sonrasında yumuşama olarak hissedebilir. Doğum ilerledikçe gitgide kasılmanın yani fundustaki sertliğin süresi uzar.
Relaksin hormonu gebelerde bebeğin daha kolay çıkışını sağlamak için pelvik eklemlerin gevşemesini sağlarken, aynı zamanda barsak hareketini de artırıp doğum öncesi ishale yol açabilir.
Bu durum tedavi gerektirmez, yalnızca bol su içmek yeterlidir.
Doğum yaklaştıkça bebeğin aşağı inmesiyle beraber, bebeğin başının mesaneye yaptığı baskı artacağı için, gebenin gitgide daha sık idrara çıkma ihtiyacı duyması normal bir durumdur.
Adet sancısı benzeri kramplar, karın, kasık, bele ve bacaklara vuran karın ağrısı, doğum yaklaştıkça görülen belirtilerden biridir.
Gebeliğin son döneminde mide yanması ve reflü şikayetlerinde bir artış görülür. Ancak mide yanması bir doğum belirtisi değildir.
Doğum eylemi başladıktan sonra rahim ağzının açılmasıyla beraber mide bulantısı görülebilir.
Yeterince su içen ve sıvı alan bir gebede idrarın rengi su gibi açılırken, yeterli sıvı almayan gebede idrarın rengi koyulaşır. Bu durumun doğumun başlangıcıyla bir ilgisi yoktur.
Gebelerde idrarın renginin açık olacağı şekilde bol su içilmesi önerilir.
Gebelerde kan dağılımı değiştiği için daha fazla üşüme, özellikle kollarda ve bacaklarda soğuma, normalde görülebilir. Ancak doğumla bu belirtinin ilişkisi yoktur.
Bebeğin çok hareketli olması doğum belirtisi mi? ya da tam tersine bebek hareketlerinin azalması doğum belirtisi mi? şeklinde soruları sıklıkla alıyoruz.
Bebeğin hareketleri genel olarak bebeğin iyilik hali ile ilişkilidir. Anneden plasenta aracılığı ile yeterince oksijen ve besin alabilen bebeklerin hareketleri çok olur. Son aylarda ise görece olarak yeri azalan bebeğin hareketleri, çok büyük hareketler şeklinde olmayabilir.
Özellikle baş doğum kanalına, leğen kemiğinin içine yerleştikten sonra bebeğin pozisyonu değişmez. Ancak genel olarak bebek hareketlerinin azalması ile doğumu ilişkilendirmek doğru değildir.
Bebek hareketlerinde azalama olduğu zaman doktorunuzla iletişime geçmek doğru olur. Doktorunuz nst ya da ultrasonografi gibi testler yardımıyla bebeğin iyilik halini değerlendirmek isteyebilir.
Genellikle doğum takibi sırasında hekiminizle bir doğum planı belirlemiş olursunuz. Doğum belirtileri ya da acil durum varlığında kendisine ya da hastaneye nasıl ulaşacağınız konusunu doğum planınızda önceden belirlemiş olduğunuz için ona göre hareket edebilirsiniz.